Lenfositler damarlarda ilerlerken HEV olan yerde takılır ve içeri girer. Timusta bulunan hücrelerin giriş çıkışını düzenleyen kan damarlarından başlıcasını “high endothelial venules” (HEV) oluşturmaktadır. İnsanda HEV bütün sekonder lenf organlarında (lenf düğümleri, tonsiller ve farenksteki adenoidler, ince bağırsaktaki Peyer plakları, apandiks ve mide ve kalın bağırsakta bulunan lenfoid doku kümeleri bunlar arasındadır) bulunmaktadır (istisnalar vardır: dalak, dalakta kan açık arteriollerden çıkar ve kırmızı pulpadan girer). HEV’in yapısını küboidal morfolojide (epiteller yassı olduğu için küboidal yapı yükseklik kazandırdığından yüksek endotel venül adı verilmiştir) üzerinde lenfositlerle etkileşmek için çeşitli reseptörler bulunan epitel hücreleri oluşturmaktadır. HEV naive lenfositlerin lenf düğümlerinden dolaşıma giriş ve çıkışlarını sağlar. HEV hücrelerinde addressinler adı verilen spesifik adezyon molekülleri vardır; lenfositlerde bulunan L-selektinlerin yapışmasını sağlar, böylece HEV duvarlarından endotel boyunca girmeleri sağlanmış olur. Antijen sunan hücrelerle naive T hücrelerinin buluşması gerekir. Kan dolaşımında gezen Naive T hücreleri düzenli olarak lenf düğümlerine HEV aracılığıyla girer ve antijen sunan hücrelerdeki yabancı antijenleri tanımaya çalışır. Yabancı antijenle karşılaştığında T hücresi aktive olur ve etkene özgü bir immün reaksiyon gerçekleşir.
HEV, GlyCAM-1, ICAM-1 ve CD34 adı verilen adezyon molekülleri eksprese eder. HEV ayrıca CCL21 adı verilen kemokin salgılar. Naive T hücreleri CCR7 reseptörü, L-selektin ve LFA-1 molekülleri eksprese eder. Naive T hücresi dolaşımla hareket ettiği zaman damarların yüzeyinden yuvarlanır gibi ilerler. T hücresinin yuvarlanma hareketi üzerinde yer alan L-selektin moleküllerinin HEV’deki GlyCAM ve CD34 molekülleriyle zayıf bağlanmasına neden olur. HEV’deki kemokin CCL21, sonra T hücresinin yüzeyinde bulanan CCR7 ile bağlanır. Bu bağlanma LFA-1’de bir konformasyonal değişikli başlatarak onun ICAM-1’e sıkıca bağlanmasını sağlar. Bu sıkı bağlanma T hücrelerinin kan akımında durmasına neden olur, daha sonra HEV hücreleri arasından lenf düğümüne diapedez adı verilen bir işlemle geçer.
İnsanda uzun süren kronik hastalıkların olduğu dokularda HEV ortaya çıkar. Romatoid artiritte, sinoviyal membrana lenfositlerin infiltrasyonunun olduğu bölgede bulunan epitellerin HEV’deki gibi uzadığı gözlemlenmiştir. Benzer şekilde buradaki damarlarda MECA-79 ve HECA-452 ekspresyonu lenfosit infiltrasyonunu gösteren önemli belirteçlerden sayılmaktadır. HEV, bağırsak ve tiroidde de artabilir. İnflamatuvar bağırsak hastalıklarında (Chron hastalığı ve ülseratif kolit) veya otoimmün tiroiditte (Graves hastalığı ve Haşimato tiroiditi) yoğun lenfosit infiltrasyonlarına neden olan damar epitellerinin yapısında MECA-79 ve HECA 452 ekspresyonunda artış gözlenmiştir. Bu veriler HEV’in bazı hastalıkların patogenezinde rol oyanadığını göstermektedir.