İmmünoloji başlı başına bir bilimdir. Bilim olmanın verdiği bütün özellikleri barındırmaktadır. Bir çalışma yapılır, bir sonuç elde edilir ve bu veriler dergilerde yayınlanır. Yayınlanan veriler, tartışılır. Tartışmaların sonucunda ortaya çıkan bilgi, genel olarak kabul görür. Bir süre sonra kabul gören bu bilgi yeni verilerle çürütülebilir, o zaman daha önce inandıklarımızı artık yeni inandıklarımızla yer değiştirir. Bilimsel bakış açısı bunu kabul etmektir. Kabul gören doğruların çok azı (nadiren) kalıcıdır. Bilimsel bakış açısı bir maceradır, sonunda kazanılan tecrübedir. İnanılan şey ne olursa olsun, çabalamaların ve çalışmaların sonunda bilimsel bakış açısı sonunda bir tecrübeyi garanti eder. Gönülden severek ve inanarak yapılanların tecrübe kazandırma derecesi yüksektir. Bilimsel bakış açısında bu yüzden kabul gören doğrular değişse de tecrübede artış devam eder. Önemli olanda sonunda tecrübelenmektir.
Günlük yaşantımızda, içinde olalım veya olmayaylım bir sürü olay gerçekleşmektedir. Bu olayların kaydını tutmak neredeyse olanaksızdır. Ama bir örnek verecek olursak; ilk defa gittiğiniz bir restaurantın yemeğini çok beğenmenize rağmen ikinci defa gittiğinizde yemeklerin çok kötü olduğunu görürsünüz. Tekrar aynı restauranta gitmek iyi bir tercih midir? Çünkü ilk gittiğinizde çok beğendiğiniz yemeği yeme ihtimaliniz varken ikinci gidişinizde ki gibi kötü yemek yeme olasılığını da varlığını korumaktadır. Eğer tekrar aynı restauranta gitmeseniz bir defaya mahsus meydana gelen bir hatadan dolayı kötü yemek daha sonraki gidişinizde yiyeceğiniz lezzetli bir yemeği engeller. Tekrar aynı restauranta gitmek tekrar kötü yemek yemenize neden olabilir çünkü bir önceki tecrübenize göre bu da olasılıklar dahilindedir. Bilimsel bakış açısına göre, çok lezzetli yemek yenilen bir restaurantın arada bir kötü yemek vermesi kabul edilebilir bir özelliktir. Aynı restauranta 10 defa gidildiğinde 8 defa iyi, iki defa da kötü yemek yemeniz durumunda iyi yemek yeme ihtimaliniz %80'dir. Yaklaşık %20'lik bir riskle iyi yemek yemeyi düşünebiliriz. Diğer taraftan, lezzet göreceli de olabildiği için, 10 kişi aynı restaurantta 10 defa yemek yediğinde, yemek yiyenlerin yaklaşık %80'i yemeklerin %95'ini lezzetli bulmuştur gibi bir araştırma yapıldığında, yemek beğenme konusunda kişisel faktörlerin ne kadar önemli olduğu gösterilebilir. Lezzetli yemek yeme konusunda, etkili olan değişkenleri arttırabiliriz. Örneğin, yemeğin lezzeti konusunda haftanın günleri veya mevsimlere göre bir değişiklik var mıdır? Bu alanda ne kadar çok çalışma yapılırsa, o restauranttan her defasında lezzetli yemek yeme olasılığınız artırş gösteriri. Başlangıçta size göre %80 olasılıkla lezzetli yemek yeme durumu, detalı bir şekilde çalışıldığında %99'a çıkarılabilir. Bunu sağlayan belki de şu şekilde bir sonuçtur; Bahar aylarında ve Pazar günleri gidildiğinde kötü yemek yeme ihtimali neredeyse yoktur. Bunu sağlayan bilimsel bakış açısıyla elde edilen bir tecrübedir. Hayatın kalitesini arttırır, çevre ile etkileşimin devam etmesini sağlar ve diğer insanlara aktarılabilir. Bu konuyu tıp alanında örneklendirecek olursak; ağrısı A ağrı kesicisiyle gideremeyen bir kişi bütün ağrı kesicilerin işe yaramadığını düşüne bilir. Halbuki A ağrı kesicisi %60 kişide ağrıların gitmesine neden olur. Bu kişiye B ağrı kesicisi de tavsiye edilebilir. Veya yapılan bilimsel araştırmalarla göre bu kişinin ağrısının özelliğine bir ağrı kesici seçilmelidir.
Restaurant giden kişilerin yarısı mutsuz ayrıldığında, o restauranta gitmenin iyi hissettirme olasılığının %50 olduğu düşünülür. Her defasında bu çalışma tekrar edilebilir, benim gözlemime göre aynı restauranta gidenlerin %70'i memnun iken, arkadaşımın gözlemine göre bu oran %30 olabilir. Oranlar %40, %75 ve %55 gibi devam etse, kişilere göre memnun olma olasılığı %30-%75 arasında değilmektedir. Hiç kimse, çalışmalarında %30'un altında ve %75'in üstünde bir oran elde etmediğine göre ortalama (30+75)/2 = 52,5% memnun kalma olasılığı vardır. Bu verilerin değerlendirilmesi basittir ve çok az bilgi barındırmaktadır. Restauranta gidildiğinde yaklaşık %50 olasılıkla iyi yemek yenilmektedir. Bu aşamadan sonra, aynı restaurantta hangi koşullarda iyi yemek yenilebilir konusunda veri toplanması, sonuçta iyi yemek yeme olasılığının buna göre artmasını sağlar. Bu veriler sonuçta bilgi haline gelir ve kötü yemek yeme olasılığı azalır.