İmmünolojide savunma


Bağışıklık sistemi, konağı hastalıklardan korur. Bunun için savunma yapması gerekmektedir. Koruma tedbirleri yetersiz kaldığında, savunma mekanizmalarının devreye girmesiyle tehlikeli etken yok edilir. Yok edilemediği taktirde hastalıklar meydana gelir. Bağışıklık sistemi bu defa hastalıkla daha etkili bir şekilde mücadele edeceği mekanizmaları devreye sokar. Bu mekanizmaların etkisiyle, hastalıklardan iyileşilir. Mekanizmalar etkisiz kaldığında hastalıklar devam eder veya insan hayatını kaybeder.

İnsan vücudunun (konağın), enerjisini çok iyi kullanması gerekir. Artık enerjinin immün sistem açısından ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Kanserle mücadele ederken, bağışıklık sistemimiz yorulmaktadır. Yorulduğu için bağışıklık kanseri yenemez ve kanser de yayılır ve konağın ölmesine neden olur. Bunun en iyi göstergesi yorulan T hücreleridir. T hücreleri yorulduğunda çalışmaları en aza iner. Enerji önemli ise o zaman idareli kullanılması gerekir. Enerjinin idareli kullanılmasında en önemli basamak, savunma sırasında gerektiği kadar tepki verilmesidir. O zaman immün sistemin çalışmasında tepkilerin derecesi vardır.

  1. Patojenle karşılaşılan yerde verilen tepki, bu tepki çoğu zaman yeterlidir ve sistemin diğer elemanlarının devreye sokulmasına gerek yoktur. Bağışıklık sistemi bu tepkisinde koruyucu unsurları kullanır. Örneğin, patojenin sayısı az ise dendritik hücreler patojeni fagosite ettikten sonra en yakın lenf düğümüne giderek bunu T hücrelerine sunma ihtiyacı hissetmez. Hisstemez kelimesi, aslında derecenin bir göstergesidir. İlerleyen bölümlerde dendritik hücrelerin buna nasıl karar verdiği fizyoloji bilmi ile ifade edilecektir.
  2. Tehlikenin büyüklüğüne göre veya vücudun tehlikeye sık maruz kalan bölgelerinde ikinci basamak tepki verebilecek bir sistem kurulmuştur. Örneğin bağırsak epitellerinin arkasında özelleşmiş bir immün sistem dokusu vardır, bu doku lenf düğümü gibi çalışır. Burada en önemli özellik çok sık ikinci derece tepki verilen bir bölge olması nedeniyle yine olayın bu bölgede çözülmesi ve enerjinin idareli kullanılmasıdır. İkinci derece tepkide savunma ögeleri devreye girmeye başlar, bağışıklık sisteminin bir basamak da olsa bir stratejisi vardır.
  3. Üçüncü basamakta sorun bağışıklık sistemini bir bütün olarak ilgilendirmektedir.
İmmün sistem kanserleşen hücrelere karşı savunma yapar
Şekil 1. İmmün sistem, kanserleşen hücreye karşı vücudu savunur

Bağışıklık sistemimiz, çoğalabilme özelliği olan bütün yabancı canlıları öldürme üzerine stratejiye sahiptir. Bazen bunu yapamayabilir, bunun için başka planları vardır. Tabi bu evrende bir dengedir, örneğin bebeklerde vücuda giren Herpes gibi bazı virüsler hücrelerin içerisinde saklı kalır. Bağışıklık sistemi saklı kalan bu virüse bir şey yapamaz. Zaten virüslerle savaşırken bağışıklık sistemi virüsün girdiği kendi konağına ait hücreleri öldürerek sorunu çözmeye çalışır. Herpes virüs sinir hücresine girdiği için o hücreyi öldürme şansı yoktur.

Savunma sistemi birinci ve ikinci engel
Şekil 2. Bağışıklık sistemi doğal ve kazanılmış bağışıklık adı verilen iki önemli yapıdan meydana gelir.